BİR ANNENİN SESLENİŞİ-SEN UYURKEN
1 sayfadaki 1 sayfası
BİR ANNENİN SESLENİŞİ-SEN UYURKEN
Sevgili çocuğum, seni uyurken seyretmek, nefes alışını duymak için sessizce odana girdim. Gözlerin kapalı, huzur içindesin. Sarı buklelerin melek yüzünü çerçeveliyor. Birkaç dakika önce odamda çalışırken birdenbire içimin sıkıldığını fark ettim. Dikkatimi işime veremedim ve bu yüzden sessizce seninle konuşmak üzere odana geldim.
Bu sabah, yavaş giyindiğin için sabırsızlanıp, sana söylendim. Yemek fişini kaybettiğin için seni azarladım ve kahvaltı ederken gömleğine süt döktüğün için sana sert sert baktım. “Yine mi?” dedim, içimi çekerek ve başımı kızgınlıkla iki yana salladım. Sense bana bakıp, tatlı tatlı gülümsedin ve bana “Hoşça kal, anneciğim.” dedin.
Öğleden sonra, sen odanda oynayıp, yatağına dizdiğin oyuncaklarına bağıra çağıra şarkı söylerken, ben telefon konuşmalarımı yapıyordum. Sana sessiz olmanı işaret ettim, sonra yine bir saat kadar telefonda konuştum. Daha sonra bir asker gibi sana emir verdim, “Oyalanıp durma, çabuk ödevini yap!” Bana “Peki anneciğim.” dedin ve hemen çalışmaya koyuldun. Sonra da odandan hiçbir ses gelmedi.
Akşam ben masamın başında çalışırken, korkarak yanıma geldin ve bana umutla, “Anneciğim, bu gece kitap okuyacak mıyız?” diye sordun. Sana kesin bir dille, “Bu gece olmaz.” dedim, “Odan hala karmakarışık! Sana kaç kez anımsatacağım odanı toplamanı!” Başın önünde, odana gittin. Çok geçmeden geri geldin ve kapının yanından bana bakınca, “Şimdi ne istiyorsun?” diye sordum aksi bir ses tonuyla.
Hiçbir şey söylemedin. Yanıma geldin, boynuma sarıldın ve beni öpüp “İyi geceler, anneciğim. Seni seviyorum!” dedin. Sonra da aceleyle odana gittin.
Daha sonra, duyduğum vicdan azabı nedeniyle, boş boş masama bakarak uzun bir süre oturdum. Acaba neden böyle davrandım, diye düşündüm. Beni kızdıracak hiçbir şey yapmamıştın. Sadece büyümeye ve öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi davranmıştın. Bugün yetişkinlerin sorumluluklarla dolu dünyasında kendimi kaybettim ve sana harcayacak enerjim kalmadı. Bugün sen benim öğretmenim oldun, beni öpmeyi, bana iyi geceler dilemeyi unutmadın ve üstelik ruh halimin iyi olmadığını fark edip, parmaklarının ucunda gezindin.
Şimdi seni uyurken seyrediyorum ve bugünü yeni baştan yaşamak istiyorum. Yarın, ben de sana, bugün senin bana gösterdiğin anlayışı göstereceğim, böylelikle belki gerçek bir anne olabilirim. Uyandığında sana sıcacık gülümseyip okuldan geldiğinde sana moral vereceğim ve yatmadan sana kitap okuyacağım. Sen gülünce gülüp, sen ağlayınca ağlayacağım. Kendime daha büyümediğini, bir çocuk olduğunu ve senin annen olmaktan mutluluk duyduğumu anımsatacağım. Bugün senin anlayışlı davranışın bana çok dokundu ve bu yüzden gecenin bu saatinde sana teşekkür etmeye geldim. Çocuğum, öğretmenim ve arkadaşım olduğun ve bana gösterdiğin sevgi için.
Kaynak: Sevgili Anne ve Babacığım, Lütfen Bu Kitabı Okur musunuz?
Hasan YILMAZ, Çizgi Kitabevi Yayınları, KONYA
Bu sabah, yavaş giyindiğin için sabırsızlanıp, sana söylendim. Yemek fişini kaybettiğin için seni azarladım ve kahvaltı ederken gömleğine süt döktüğün için sana sert sert baktım. “Yine mi?” dedim, içimi çekerek ve başımı kızgınlıkla iki yana salladım. Sense bana bakıp, tatlı tatlı gülümsedin ve bana “Hoşça kal, anneciğim.” dedin.
Öğleden sonra, sen odanda oynayıp, yatağına dizdiğin oyuncaklarına bağıra çağıra şarkı söylerken, ben telefon konuşmalarımı yapıyordum. Sana sessiz olmanı işaret ettim, sonra yine bir saat kadar telefonda konuştum. Daha sonra bir asker gibi sana emir verdim, “Oyalanıp durma, çabuk ödevini yap!” Bana “Peki anneciğim.” dedin ve hemen çalışmaya koyuldun. Sonra da odandan hiçbir ses gelmedi.
Akşam ben masamın başında çalışırken, korkarak yanıma geldin ve bana umutla, “Anneciğim, bu gece kitap okuyacak mıyız?” diye sordun. Sana kesin bir dille, “Bu gece olmaz.” dedim, “Odan hala karmakarışık! Sana kaç kez anımsatacağım odanı toplamanı!” Başın önünde, odana gittin. Çok geçmeden geri geldin ve kapının yanından bana bakınca, “Şimdi ne istiyorsun?” diye sordum aksi bir ses tonuyla.
Hiçbir şey söylemedin. Yanıma geldin, boynuma sarıldın ve beni öpüp “İyi geceler, anneciğim. Seni seviyorum!” dedin. Sonra da aceleyle odana gittin.
Daha sonra, duyduğum vicdan azabı nedeniyle, boş boş masama bakarak uzun bir süre oturdum. Acaba neden böyle davrandım, diye düşündüm. Beni kızdıracak hiçbir şey yapmamıştın. Sadece büyümeye ve öğrenmeye çalışan bir çocuk gibi davranmıştın. Bugün yetişkinlerin sorumluluklarla dolu dünyasında kendimi kaybettim ve sana harcayacak enerjim kalmadı. Bugün sen benim öğretmenim oldun, beni öpmeyi, bana iyi geceler dilemeyi unutmadın ve üstelik ruh halimin iyi olmadığını fark edip, parmaklarının ucunda gezindin.
Şimdi seni uyurken seyrediyorum ve bugünü yeni baştan yaşamak istiyorum. Yarın, ben de sana, bugün senin bana gösterdiğin anlayışı göstereceğim, böylelikle belki gerçek bir anne olabilirim. Uyandığında sana sıcacık gülümseyip okuldan geldiğinde sana moral vereceğim ve yatmadan sana kitap okuyacağım. Sen gülünce gülüp, sen ağlayınca ağlayacağım. Kendime daha büyümediğini, bir çocuk olduğunu ve senin annen olmaktan mutluluk duyduğumu anımsatacağım. Bugün senin anlayışlı davranışın bana çok dokundu ve bu yüzden gecenin bu saatinde sana teşekkür etmeye geldim. Çocuğum, öğretmenim ve arkadaşım olduğun ve bana gösterdiğin sevgi için.
Kaynak: Sevgili Anne ve Babacığım, Lütfen Bu Kitabı Okur musunuz?
Hasan YILMAZ, Çizgi Kitabevi Yayınları, KONYA
hayal- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 51
Nerden : bln
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz