Bir Kadının Ellerinde Büyür Aşk…
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Kadının Ellerinde Büyür Aşk…
Eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, elini bulabilirdim onların içinden...
Bir Kadının Ellerinde Büyür Aşk…
Sevgili yokkadınım…
Sana bir aşk öyküsü anlatacağım…
Anlatacağım öykü, yüzyıllardır efsanelerde anlatılan, şiirlere, romanlara ve filmlere konu olan bildiğin aşklardan biri değil.
Her hangi bir kadın ve her hangi bir erkek…
Kadın çok sevmektedir erkeği.
Aynı yastığa baş koymaya başladıkları günlerin devamında, giderek değişir erkek.
Evine geç gelmeye ve sürekli içki içmeye başlar.
Yiğit mizaçlı ve yapılı, sevgi dolu biriyken, giderek zayıflamaya, erimeye başlar.
Kadın sevmektedir erkeği, tükenmeyen ve eksilmeyen bir aşkla…
Defalarca konuşmuş ama sözünü dinletememiş, içmekten vazgeçirememiştir sevdiği erkeği.
Oysa erkek, içkinin dozunu giderek çoğaltmakta ve hızla erimeye devam etmektedir…
Bir gece yarısına doğru, erkek yine çok içkili ve harap bir halde gelir evine.
Kadın, onun oturmasına yardım eder sonra mutfağa gider.
Döndüğünde elinde rakı şişesi ve bir kadeh vardır. Onları erkeğin yanındaki sehpaya koyar.
Erkek ise zihninin bütün bulanıklığına rağmen şaşkındır…
İçmemesi için gece gündüz yalvaran, gözyaşı döken kadın, elleriyle rakı şişesini ve kadehi getirip koymuştur önüne.
Kadın tekrar mutfağa gider…
Geri döndüğünde, bu kez elinde bir bıçak vardır…
Kadın bıçağı sehpanın üzerine bırakır ve rakı şişesine uzanıp, kadehe rakı doldurur..
Hala şaşkın gözlerle kendisini izleyen erkeğe, aşk ve hüzünle bakar ve kadehi uzatır.
Erkek uzanır alır kadehi ve birkaç yudumda tüketir içindekini.
Kadın bir kadeh daha doldurur.
Erkek, artık ne olup bittiğinin hesabını yapamaz bir halde kadehe uzatır elini, ama kadın kadehi bu kez erkeğe vermez ve sehpanın üzerine bırakır.
Az önce mutfaktan getirip sehpanın üzerine bıraktığı bıçağı eline alır ve erkek daha ne olup bittiğini anlamadan, elini sehpanın üzerine koyar ve bıçağı hızla indirir.
Kadın, parmaklarından birini kesmiştir…
Büyük bir soğuk kanlılıkla parmağını alır ve rakı kadehinin içine atar.
Gri beyazdan pembeye dönüşen rakı kadehinin içindeki kadının zarif parmağı, hızla kavrulmaya başlar.
Giderek büzülür ve kahverengi, tanınmaz bir et parçasına dönüşür.
Erkek hala şaşkındır ama daha yerinden bile kıpırdayamadan olan biten, onu kendisine getirmiştir.
Yerinden kalkar ve kadına sarılır.
Kadın, bedeninden can kopartarak, sevdiği erkeğe anlatmıştır, aşkını ve onun tükenişine itirazını.
Bir kadının tek parmağı yetmiştir, aşkı tekrar kazanmaya…
Yokkadınım, hep yok kalanım…
Bilirim, bir kadının ellerinde büyür aşk…
Tıpkı bir çocuk gibi…
Ellerin, hala merhametli mi?
Ahmet Savaş...
Bir Kadının Ellerinde Büyür Aşk…
Sevgili yokkadınım…
Sana bir aşk öyküsü anlatacağım…
Anlatacağım öykü, yüzyıllardır efsanelerde anlatılan, şiirlere, romanlara ve filmlere konu olan bildiğin aşklardan biri değil.
Her hangi bir kadın ve her hangi bir erkek…
Kadın çok sevmektedir erkeği.
Aynı yastığa baş koymaya başladıkları günlerin devamında, giderek değişir erkek.
Evine geç gelmeye ve sürekli içki içmeye başlar.
Yiğit mizaçlı ve yapılı, sevgi dolu biriyken, giderek zayıflamaya, erimeye başlar.
Kadın sevmektedir erkeği, tükenmeyen ve eksilmeyen bir aşkla…
Defalarca konuşmuş ama sözünü dinletememiş, içmekten vazgeçirememiştir sevdiği erkeği.
Oysa erkek, içkinin dozunu giderek çoğaltmakta ve hızla erimeye devam etmektedir…
Bir gece yarısına doğru, erkek yine çok içkili ve harap bir halde gelir evine.
Kadın, onun oturmasına yardım eder sonra mutfağa gider.
Döndüğünde elinde rakı şişesi ve bir kadeh vardır. Onları erkeğin yanındaki sehpaya koyar.
Erkek ise zihninin bütün bulanıklığına rağmen şaşkındır…
İçmemesi için gece gündüz yalvaran, gözyaşı döken kadın, elleriyle rakı şişesini ve kadehi getirip koymuştur önüne.
Kadın tekrar mutfağa gider…
Geri döndüğünde, bu kez elinde bir bıçak vardır…
Kadın bıçağı sehpanın üzerine bırakır ve rakı şişesine uzanıp, kadehe rakı doldurur..
Hala şaşkın gözlerle kendisini izleyen erkeğe, aşk ve hüzünle bakar ve kadehi uzatır.
Erkek uzanır alır kadehi ve birkaç yudumda tüketir içindekini.
Kadın bir kadeh daha doldurur.
Erkek, artık ne olup bittiğinin hesabını yapamaz bir halde kadehe uzatır elini, ama kadın kadehi bu kez erkeğe vermez ve sehpanın üzerine bırakır.
Az önce mutfaktan getirip sehpanın üzerine bıraktığı bıçağı eline alır ve erkek daha ne olup bittiğini anlamadan, elini sehpanın üzerine koyar ve bıçağı hızla indirir.
Kadın, parmaklarından birini kesmiştir…
Büyük bir soğuk kanlılıkla parmağını alır ve rakı kadehinin içine atar.
Gri beyazdan pembeye dönüşen rakı kadehinin içindeki kadının zarif parmağı, hızla kavrulmaya başlar.
Giderek büzülür ve kahverengi, tanınmaz bir et parçasına dönüşür.
Erkek hala şaşkındır ama daha yerinden bile kıpırdayamadan olan biten, onu kendisine getirmiştir.
Yerinden kalkar ve kadına sarılır.
Kadın, bedeninden can kopartarak, sevdiği erkeğe anlatmıştır, aşkını ve onun tükenişine itirazını.
Bir kadının tek parmağı yetmiştir, aşkı tekrar kazanmaya…
Yokkadınım, hep yok kalanım…
Bilirim, bir kadının ellerinde büyür aşk…
Tıpkı bir çocuk gibi…
Ellerin, hala merhametli mi?
Ahmet Savaş...
hayal- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 51
Nerden : bln
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz