Samimi SevgiLer
1 sayfadaki 1 sayfası
Samimi SevgiLer
Sevdiğini söylemek çok kolaydır insan için.
Seviyorum demek çoğu zaman samimiyetten uzak bir teleaffuz olarak çıkar dudaklarımızdan.
Düşünmeyiz getirisini yada mecburiyetlerini,boynumuza taktığı vebal halkasını.
Hoş ya vebal olanı da kavrayamayız çoğu kez.
Bize bir zamanlık bir avuntu gibi gelir "seni seviyorum" demek,yada geçici bir heves gibi yüzeysel bir duygunun tezahürü olur kelime ağzımızda.Asıl kuşatıcı mansından uzak,samimiyet yoksunu ***ri ihtiyari bir lugatın
endamı yüzü yalayıp geçen yel gibi etkisiz tesiri ortaya çıkar.
Zamane sevgileri ,efsane olabilecek,unutulmayacak,asırlarca anlatılacak,gıpta edilecek sevgilerden uzaktır artık hayat.Modern yaşam çağının anlamsız yaşam şekli insanların temiz fıtratınıda olumsuz etkilemiştir maalesef.
En başta insanın en muhteşem yeri olan kalbine sirayet etmiştir riyakar değer ölçüleri.Artık hiç bir gözde ışıl ışıl olan gerçek dostluk ve kardeşlik bakışlarını,sizi sarabilecek efsanevi ve ulvi duyguların varlığını göremez olduk.
Zamanın amansız acımasızlığı ve şahsiyetlere oturmuş kaypak değerler esfelis safilin derecesine inen karakterler asri çağın
"AHSENİ TAKVİM ÜZERE " yaratılmış insanı tarifsiz kederlere gark etmiştir.
Ulvi olan ve ilahi değer ölçülerine göre düzenlenmiş hayat tarzları terk edilmeye başlandığından bu yana,
insanlar her vakit ateş çukurlarının kenarında yaşamaya başlamış, bunuda kendine şiar edinmiştir.
Geçici maddi hevesler uğruna feda ettiklerinin hesabını bile yapamaz konumda olan asri çağın "eşref-i mahlukatı",
kaybettiklerinin bile farkında değildir.
Oysaki insan için asıl olan,bir ikindi vakti kadar kalacağı dünya ya bağlanmak değil,ebedi olarak kalcağı beka alemine hazırlanmaktır.Hayatın ihtiyaçları öncelik sırasına göre düzenlenir,edinimlerse buna göre kazanılır
Günümüzün potensiyel ihtiyaçları,dünyanın tarif ettiği gibi tanzim edildiği ve insanlara dayatıldığından haliyle
zaafiyet içinde olanlar dünyanın sadece yaşanacak ve rahat edilecek bir yer olduğunu düşünmeye başlamışlardır.
Kalpleri saran fani sevda, gerçeğinin üstesinden gelmekte,sevgi ve samimiyetten uzak dünyevi imparatorluklar kurmaktadır.
Egoların hakim olduğu materyalist zihniyetler,insanın kendi fıtratına ait değerleride yok ederek yine kendi bünyesinde zulüm saltanatını sürdürmektedir.Maddenin hakim olduğu ruhlarında;
huzursuz, kalpleriyle dargın gönülleriyle kavgalı,bir kişiliğe bürünerek merhamet ve sevgiden uzak bir yaşam tarzı şeçmişlerdir.
Ne kadar kazanırsa kazansınlar ne edinirse edinsinler artık yetmemektedir kendilerine.
Sonsuz bir istek ve talep listesiyle sürekli şuurlarını zorlayarak manasız bir kazanım mücadelesi vermektedirler bu şahsiyetler.Onlar bu konumlarındayken hiç bir uyarıcının uyarısınada kulak vermeden huzursuz
ruhlarıyle kendi mücadele kurallarına göre hayatı yaşamaya devam ederler.
Ruhları ve kalpleri huzur ve sevgi yoksunu fukara kişilikli şahsiyetler sevgiden bi haber ömürlerini geçiririler.
Yaratıcısının men ettiği,yasak koyduğu,yaklaşayın dediği hiç bir emir önem arzetmez materyalist zihniyetlere.Onlar sürekli huzursuz olan
kalplerinin,neden mutmain olmadığını asla anlayamazlar,idrak edemezler.
Onlar bilmezler "Kalplerin sadece ın zikriyle tatmin olacağını"
.Sözleri konuşurken yürekten çıkmaz,***retsiz ve istemeden söylenen kelamın manasız bir tezahürüdür ifade ettikleri.Gündüzleri kendilerini kuşatan dünyevi telaşları,koşuşturmaları,sadece maddeden ibaret iltifat arz eden sözleri
oyalayıcı nitelikle akşamın olmasına yardımcı olur.Akşam evelerinin kapısını kapattıklarında yalnızlık bir dağ gibi çöker yüreklerine.Ultra lüx odalarında mevcut olan hiç bir dijital alet,ailesiyle bile ettiği sohbet durmadan kaynayan kalplerini yatıştıramaz.
Manasız korku ve endişelerin yaşam vaktine ermişlerdir bu saatlerde.
Sevgi ve muhabbet yoksunu yüreklerini,riyakar sözleri ailesine bile tatminkar gelmeyerek manevi çöküşe bir adım daha yaklaşırlar.ın kendinden uzak nankör kulları zümresinden olan bu şahsiyetler "esfeles Safilin"de
gidecek yerlerine esaslı bir hazırlık yapmaktadırlar.
Sevgisinde ve sözlerinde samimi olanlar sözün kendine getirdiği mükellefiyetlere dikkat etmelidirler.İnsan ilk sözünü yaratılmadan önce Yaratıcısına vermiş sevgilerin ve bağlılıkların ilk imzasını
"Galu Bela" da atmıştır.Yaratıcısına olan sözünde samimi olanlar,dünyadaki sevgilerinede samimiyetle sahip çıkarlar.
Seviyorum demekle kendilerinden beklenin arkındadırlar.Sevgi insan kalbinde,İlahi olanın bir yansımasıdır.
Samimyeti kuşanmanın ilk şartı,ilahi olanla paralellik göstermesidir.
Samimi sevgilere sahip olmak için samimi bir kul olmak ilk şarttır.Bu şartı idame ettirmek için esas olan neyse yapılmalıdır.Kulluk şuuru ve bilinci bizi buna zorlamaktadır.
Kazanmak ve yaşamak tarifsiz bir hazzın ifadesidir.
Bunun yolunda gereken mücadele neyse verilmeli,vahyi olan,esas olan tercih edilmelidir.
YAKUP DÖĞER
Seviyorum demek çoğu zaman samimiyetten uzak bir teleaffuz olarak çıkar dudaklarımızdan.
Düşünmeyiz getirisini yada mecburiyetlerini,boynumuza taktığı vebal halkasını.
Hoş ya vebal olanı da kavrayamayız çoğu kez.
Bize bir zamanlık bir avuntu gibi gelir "seni seviyorum" demek,yada geçici bir heves gibi yüzeysel bir duygunun tezahürü olur kelime ağzımızda.Asıl kuşatıcı mansından uzak,samimiyet yoksunu ***ri ihtiyari bir lugatın
endamı yüzü yalayıp geçen yel gibi etkisiz tesiri ortaya çıkar.
Zamane sevgileri ,efsane olabilecek,unutulmayacak,asırlarca anlatılacak,gıpta edilecek sevgilerden uzaktır artık hayat.Modern yaşam çağının anlamsız yaşam şekli insanların temiz fıtratınıda olumsuz etkilemiştir maalesef.
En başta insanın en muhteşem yeri olan kalbine sirayet etmiştir riyakar değer ölçüleri.Artık hiç bir gözde ışıl ışıl olan gerçek dostluk ve kardeşlik bakışlarını,sizi sarabilecek efsanevi ve ulvi duyguların varlığını göremez olduk.
Zamanın amansız acımasızlığı ve şahsiyetlere oturmuş kaypak değerler esfelis safilin derecesine inen karakterler asri çağın
"AHSENİ TAKVİM ÜZERE " yaratılmış insanı tarifsiz kederlere gark etmiştir.
Ulvi olan ve ilahi değer ölçülerine göre düzenlenmiş hayat tarzları terk edilmeye başlandığından bu yana,
insanlar her vakit ateş çukurlarının kenarında yaşamaya başlamış, bunuda kendine şiar edinmiştir.
Geçici maddi hevesler uğruna feda ettiklerinin hesabını bile yapamaz konumda olan asri çağın "eşref-i mahlukatı",
kaybettiklerinin bile farkında değildir.
Oysaki insan için asıl olan,bir ikindi vakti kadar kalacağı dünya ya bağlanmak değil,ebedi olarak kalcağı beka alemine hazırlanmaktır.Hayatın ihtiyaçları öncelik sırasına göre düzenlenir,edinimlerse buna göre kazanılır
Günümüzün potensiyel ihtiyaçları,dünyanın tarif ettiği gibi tanzim edildiği ve insanlara dayatıldığından haliyle
zaafiyet içinde olanlar dünyanın sadece yaşanacak ve rahat edilecek bir yer olduğunu düşünmeye başlamışlardır.
Kalpleri saran fani sevda, gerçeğinin üstesinden gelmekte,sevgi ve samimiyetten uzak dünyevi imparatorluklar kurmaktadır.
Egoların hakim olduğu materyalist zihniyetler,insanın kendi fıtratına ait değerleride yok ederek yine kendi bünyesinde zulüm saltanatını sürdürmektedir.Maddenin hakim olduğu ruhlarında;
huzursuz, kalpleriyle dargın gönülleriyle kavgalı,bir kişiliğe bürünerek merhamet ve sevgiden uzak bir yaşam tarzı şeçmişlerdir.
Ne kadar kazanırsa kazansınlar ne edinirse edinsinler artık yetmemektedir kendilerine.
Sonsuz bir istek ve talep listesiyle sürekli şuurlarını zorlayarak manasız bir kazanım mücadelesi vermektedirler bu şahsiyetler.Onlar bu konumlarındayken hiç bir uyarıcının uyarısınada kulak vermeden huzursuz
ruhlarıyle kendi mücadele kurallarına göre hayatı yaşamaya devam ederler.
Ruhları ve kalpleri huzur ve sevgi yoksunu fukara kişilikli şahsiyetler sevgiden bi haber ömürlerini geçiririler.
Yaratıcısının men ettiği,yasak koyduğu,yaklaşayın dediği hiç bir emir önem arzetmez materyalist zihniyetlere.Onlar sürekli huzursuz olan
kalplerinin,neden mutmain olmadığını asla anlayamazlar,idrak edemezler.
Onlar bilmezler "Kalplerin sadece ın zikriyle tatmin olacağını"
.Sözleri konuşurken yürekten çıkmaz,***retsiz ve istemeden söylenen kelamın manasız bir tezahürüdür ifade ettikleri.Gündüzleri kendilerini kuşatan dünyevi telaşları,koşuşturmaları,sadece maddeden ibaret iltifat arz eden sözleri
oyalayıcı nitelikle akşamın olmasına yardımcı olur.Akşam evelerinin kapısını kapattıklarında yalnızlık bir dağ gibi çöker yüreklerine.Ultra lüx odalarında mevcut olan hiç bir dijital alet,ailesiyle bile ettiği sohbet durmadan kaynayan kalplerini yatıştıramaz.
Manasız korku ve endişelerin yaşam vaktine ermişlerdir bu saatlerde.
Sevgi ve muhabbet yoksunu yüreklerini,riyakar sözleri ailesine bile tatminkar gelmeyerek manevi çöküşe bir adım daha yaklaşırlar.ın kendinden uzak nankör kulları zümresinden olan bu şahsiyetler "esfeles Safilin"de
gidecek yerlerine esaslı bir hazırlık yapmaktadırlar.
Sevgisinde ve sözlerinde samimi olanlar sözün kendine getirdiği mükellefiyetlere dikkat etmelidirler.İnsan ilk sözünü yaratılmadan önce Yaratıcısına vermiş sevgilerin ve bağlılıkların ilk imzasını
"Galu Bela" da atmıştır.Yaratıcısına olan sözünde samimi olanlar,dünyadaki sevgilerinede samimiyetle sahip çıkarlar.
Seviyorum demekle kendilerinden beklenin arkındadırlar.Sevgi insan kalbinde,İlahi olanın bir yansımasıdır.
Samimyeti kuşanmanın ilk şartı,ilahi olanla paralellik göstermesidir.
Samimi sevgilere sahip olmak için samimi bir kul olmak ilk şarttır.Bu şartı idame ettirmek için esas olan neyse yapılmalıdır.Kulluk şuuru ve bilinci bizi buna zorlamaktadır.
Kazanmak ve yaşamak tarifsiz bir hazzın ifadesidir.
Bunun yolunda gereken mücadele neyse verilmeli,vahyi olan,esas olan tercih edilmelidir.
YAKUP DÖĞER
hayal- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 51
Nerden : bln
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz