Garip Karşılanan Bir Adak
1 sayfadaki 1 sayfası
Garip Karşılanan Bir Adak
Allah dostlarından biri olan Abdullah Kalanisi (K.S.) bir defasında gemi ile yolculuk ederken şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Gemide bulunan yolcu ve mürettebat dua ettiler ve birer adakta bulundular.
Abdullah Kalanisi'nin de bir adakta bulunması için kendisine işaret ettiler. Abdullah Kalanisi, kendisine adfakta bulunması için işaret edenler:
- Ben şu fani dünyadan alakamı kestim. Beni böyle işlere karıştırmayın, dediyse de dinlemediler ve adakta bulunması için ısrar ettiler.
Onların bu kadar ısrarları karşısındfa Abdullah Kalanisi:
- Eğer Allah beni buradan sağ salim kurtarırsa ben fil eti yemeyeceğim, diye onlara göre garip bir adakta bulunur.
Gewmi mürettabatı ve yolcular:
- Hiç insan fil eti yer mi? Neden böyle garip bir adakta bulunuyorsun?, dediler ve kendi aralarında bu zatın akli dengesinin yerinde olmadığına hükmettiler.
Bu konuşmalara kulak misafiri olan Abdullah Kalanisi:
- Şu anda gönlüme gelen budur. Ben de bu şekilde adakta bulundum, dedi.
Cenab-ı Hak onları şiddetli fırtınadan kurtarıp karaya çıkardı. Orada günler geçmesine rağmen yiyecek buılamadılar. Açlıktan yıkılacak bir haldeyken bir fil yavrusu gördüler. Hemen onu öldürüp etini yemeğe başladılar, Abdullah bin Kalanisi ahdine ve adağına sadık kaldı ve fil etinden yemedi.
Onlar:
- Burada zaruret var. Biz zaruret olduğu için yiyoruz. Sen de ye!, dediler.
Fakat Abdullah bin Kalanisi onalrın sözlerini hiç dinlemedi, gerçekten aç olmasına rağmen yine de fil etinden yemedi. Onlar fil etini yiyince aniden üzerlerine bir uyku hali çöktü ve uyuyakaldılar. Biraz sonra fil geldi. Yavrusunun kemiklerini orada görünce, önce uyuyanları tek tek kokladı. Üzedrinde yavrusunun kokusu bulunan herkesi öldürdü. Sonra abdullah bin Kalanisiye geldi. Onda koku bulamayınca sırtını çevirdi ve sırtına binmesini işaret etti. O da filin sırtına bindi. Onu bilmediği bir yere götürdü. Orada sırtında indirdi. Sehar vakti bir cemaat ile karşılaştılar, cemaat onu alıp evlerine götüürp, misafir ettiler.
İşte ahde vefa ve onun güzel bir neticesi...
Abdullah Kalanisi'nin de bir adakta bulunması için kendisine işaret ettiler. Abdullah Kalanisi, kendisine adfakta bulunması için işaret edenler:
- Ben şu fani dünyadan alakamı kestim. Beni böyle işlere karıştırmayın, dediyse de dinlemediler ve adakta bulunması için ısrar ettiler.
Onların bu kadar ısrarları karşısındfa Abdullah Kalanisi:
- Eğer Allah beni buradan sağ salim kurtarırsa ben fil eti yemeyeceğim, diye onlara göre garip bir adakta bulunur.
Gewmi mürettabatı ve yolcular:
- Hiç insan fil eti yer mi? Neden böyle garip bir adakta bulunuyorsun?, dediler ve kendi aralarında bu zatın akli dengesinin yerinde olmadığına hükmettiler.
Bu konuşmalara kulak misafiri olan Abdullah Kalanisi:
- Şu anda gönlüme gelen budur. Ben de bu şekilde adakta bulundum, dedi.
Cenab-ı Hak onları şiddetli fırtınadan kurtarıp karaya çıkardı. Orada günler geçmesine rağmen yiyecek buılamadılar. Açlıktan yıkılacak bir haldeyken bir fil yavrusu gördüler. Hemen onu öldürüp etini yemeğe başladılar, Abdullah bin Kalanisi ahdine ve adağına sadık kaldı ve fil etinden yemedi.
Onlar:
- Burada zaruret var. Biz zaruret olduğu için yiyoruz. Sen de ye!, dediler.
Fakat Abdullah bin Kalanisi onalrın sözlerini hiç dinlemedi, gerçekten aç olmasına rağmen yine de fil etinden yemedi. Onlar fil etini yiyince aniden üzerlerine bir uyku hali çöktü ve uyuyakaldılar. Biraz sonra fil geldi. Yavrusunun kemiklerini orada görünce, önce uyuyanları tek tek kokladı. Üzedrinde yavrusunun kokusu bulunan herkesi öldürdü. Sonra abdullah bin Kalanisiye geldi. Onda koku bulamayınca sırtını çevirdi ve sırtına binmesini işaret etti. O da filin sırtına bindi. Onu bilmediği bir yere götürdü. Orada sırtında indirdi. Sehar vakti bir cemaat ile karşılaştılar, cemaat onu alıp evlerine götüürp, misafir ettiler.
İşte ahde vefa ve onun güzel bir neticesi...
Pinar- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 19/04/09
Oyuncak Satın Alacağım
Sırrî-yi Sekâtî anlatıyor:
Bir bayram günü hazreti Ma'rûf'u hurma toplarken gördüm ve;
- Bunları ne yapacaksın? diye sordum.
O da;
-Şu çocuğu ağlarken gördüm ve niçin ağladığını sordum. Bana yetim olup anne ve babasının olmadığını, arkadaşlarının yeni elbiseleri ve oyuncakları olup kendisinin olmadığını söyledi. Şimdi bunları toplayıp satacağım, ağlamayıp oynaması için ona oyuncak satın alacağım, dedi.
Bunun üzerine;
-Bu işi bana bırak, deyip çocuğu alıp götürdüm. Yeni güzel elbiseler ve oynaması için bir oyuncak aldım. Çocuk o zaman memnun oldu. Bundan sonra kalbime bir nur geldi, kalbim parladı ve hâlim bambaşka oldu."
Bir bayram günü hazreti Ma'rûf'u hurma toplarken gördüm ve;
- Bunları ne yapacaksın? diye sordum.
O da;
-Şu çocuğu ağlarken gördüm ve niçin ağladığını sordum. Bana yetim olup anne ve babasının olmadığını, arkadaşlarının yeni elbiseleri ve oyuncakları olup kendisinin olmadığını söyledi. Şimdi bunları toplayıp satacağım, ağlamayıp oynaması için ona oyuncak satın alacağım, dedi.
Bunun üzerine;
-Bu işi bana bırak, deyip çocuğu alıp götürdüm. Yeni güzel elbiseler ve oynaması için bir oyuncak aldım. Çocuk o zaman memnun oldu. Bundan sonra kalbime bir nur geldi, kalbim parladı ve hâlim bambaşka oldu."
Pinar- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 19/04/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz