BIR KADINI AGLATMAK:(
1 sayfadaki 1 sayfası
BIR KADINI AGLATMAK:(
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye
ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar
yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten
ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin
değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz,
nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır
kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü
yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne
kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden;
önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu
ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa
bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok
kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar
ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için
derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan
kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler
yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür
yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım
öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların
doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o
yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her
damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça
inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini
yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar
kendilerinden.
,Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok
ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki
sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir
çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın
olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O
da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde
sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar
yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten
ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin
değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz,
nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır
kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü
yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne
kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden;
önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!
Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu
ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa
bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok
kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar
ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için
derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan
kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren!
Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler
yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür
yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.
Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım
öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların
doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o
yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her
damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça
inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini
yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar
kendilerinden.
,Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye;
hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok
ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına
inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki
sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir
çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E o zaman niye sarılsınlar ki!
Niye sarılalım ki!
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın
olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O
da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde
sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!
hayal- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 51
Nerden : bln
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz