BIR NEHIRE KALBINI GÖMEBILIRMISIN?
1 sayfadaki 1 sayfası
BIR NEHIRE KALBINI GÖMEBILIRMISIN?
Gözlerindeki ışık gelecek günün acısıyla sönecek. Artık hepimiz yorgunuz... Kimbilir nerede yitirdik ömrümüzün güneş gören çehresini... Takvimdeki günleri karalar gibi, karaladık sevgiyi... Takvimdeki yaprakları yırtar gibi, yırttık attık geçmişi... Önce anlamını yitiren her şeye, yeniden anlam katmak gerek... Sevmek gerek kimsesiz ellerini. silmek gerek hayatın hüzünlü gözlerini.
Sonra yaşamayı bilmek, yaşamı sevmek gerek... Olmayacaklara inanmak gibi inanabilmek kendine... Bitişler yeniden doguşlara şahittir... Ne göğe yükselecek kadar özgür, ne de yeniden başlayacak kadar güçlüyüz...
Tükendigini hissettigin anda elini tutmalı sevgi... Güzün solgun rengi gibi soldurmalı nefreti... Engebeli yolları ne kadar hızlı aşabilirsin, kendine dair izler bulabilir ya da bırakabilir misin..? Rüzgar esmiş olabilir mi..?
Kandırma küçük yüregini... Silebilirmisin ellerindeki izleri..? Kendini silebilir misin bir başka düşten..? Siyahı beyazla, geçmişi yalanla örtebilir misin..? Ancak yeniden varolabilirsin ama silemezsin öncesini... Doğacak her yeni gün, geçmişten izler taşır, geçmişe dair yaşanır...
Geleceği silebilir misin..? İlk günden beri dolduramadığın, son gibi yaşanan hayat ne kadar dolu olabilir ki..?
Unuttuğunu zannettiğin, aslında yeniden hatırladıklarını unutmaya çalıştıkça acı beslenmiş olmaz mı..? Her beyaz sayfa açışında neden siyaha döner rengi..? Sayfalar tükenmiş, renkler ihanet etmiş olabilir mi..?
Ölmek adına varız kendi hayatını yaşayan dünyada... Senaryosu yanlış yazılmış bir oyunu kurtarmaya çalışan aktörler gibiyiz... Yönetmen hata yapmış olabilir mi..? Hayatı sıfırladığımız zaman farklı bir mekanda derin uykulara dalmış olacağız...Haykırmalı, hesap sormalı hayattan... Bedeninden akıp yeni senaryolara eşlik etmek, sil baştan sevebilmek için önce sevginin lekeli yüzünü temizlemek gerek...
Bir nehire kalbini gömebilir misin..?
Kendi hayatınla oyun oynamış olabilir misin..?
Sonra yaşamayı bilmek, yaşamı sevmek gerek... Olmayacaklara inanmak gibi inanabilmek kendine... Bitişler yeniden doguşlara şahittir... Ne göğe yükselecek kadar özgür, ne de yeniden başlayacak kadar güçlüyüz...
Tükendigini hissettigin anda elini tutmalı sevgi... Güzün solgun rengi gibi soldurmalı nefreti... Engebeli yolları ne kadar hızlı aşabilirsin, kendine dair izler bulabilir ya da bırakabilir misin..? Rüzgar esmiş olabilir mi..?
Kandırma küçük yüregini... Silebilirmisin ellerindeki izleri..? Kendini silebilir misin bir başka düşten..? Siyahı beyazla, geçmişi yalanla örtebilir misin..? Ancak yeniden varolabilirsin ama silemezsin öncesini... Doğacak her yeni gün, geçmişten izler taşır, geçmişe dair yaşanır...
Geleceği silebilir misin..? İlk günden beri dolduramadığın, son gibi yaşanan hayat ne kadar dolu olabilir ki..?
Unuttuğunu zannettiğin, aslında yeniden hatırladıklarını unutmaya çalıştıkça acı beslenmiş olmaz mı..? Her beyaz sayfa açışında neden siyaha döner rengi..? Sayfalar tükenmiş, renkler ihanet etmiş olabilir mi..?
Ölmek adına varız kendi hayatını yaşayan dünyada... Senaryosu yanlış yazılmış bir oyunu kurtarmaya çalışan aktörler gibiyiz... Yönetmen hata yapmış olabilir mi..? Hayatı sıfırladığımız zaman farklı bir mekanda derin uykulara dalmış olacağız...Haykırmalı, hesap sormalı hayattan... Bedeninden akıp yeni senaryolara eşlik etmek, sil baştan sevebilmek için önce sevginin lekeli yüzünü temizlemek gerek...
Bir nehire kalbini gömebilir misin..?
Kendi hayatınla oyun oynamış olabilir misin..?
hayal- Mesaj Sayısı : 548
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 51
Nerden : bln
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz